O halde onlara benzemeye gayret eden müminlerin de,
güzel ahlakın her ayrıntısında olduğu gibi, ümit dolu olma konusunda da
onları örnek almaları gerekir. Peygamberleri örnek alan bir Müslümanın
bütün davranışları, tepkileri, kararları sağlıklı olacağı için
etrafındakiler de onun bu halinden etkilenecekler ve onun gibi güzel bir
tavır göstermeye özeneceklerdir.
Tarih boyunca birçok peygamber içlerinde bulundukları
kavimlerin önde gelen inkarcıları tarafından baskı altına alınmaya,
Allah’ın tavsiye ettiği güzel ahlakı insanlara anlatmaktan men edilmeye
çalışılmışlardır. İnkarcılar bu amaç doğrultusunda peygamberlere türlü
türlü tuzaklar kurmuş, onlara iftira ve eziyetlerde bulunmuşlardır.
Peygamberler ise, inkar edenlerin bu ağır baskısını
sabır ve tevekkülle karşılamışlar, Allah’ın her zaman kendileriyle
birlikte olduğunun bilinciyle, hiçbir zaman ümitsizliğe kapılmamış,
mücadelelerine daha da artan bir şevk ve kararlılıkla devam etmişlerdir.
Onların bu azimleri sayesinde güzel ahlak insanlar arasında
yaygınlaşmış, inkar edenlerin çabası her dönemde boşa çıkmıştır.
İlerleyen satırlarda Kuran’da haberleri aktarılan peygamberlerin hayatlarından birkaç örnek anlatılmaktadır.
Hz. Musa
İnkar edenler tarafından engellenmeye çalışılan
peygamberlerden biri de Hz. Musa’dır. Kavmi düşmanlar karşısında korkuya
kapılıp ümitsizliğe sürüklenirken, Hz. Musa asla ümitsizliğe
kapılmamış, Allah’ın mutlaka kendileriyle birlikte olduğunu bir an için
dahi unutmamıştır. Hz. Musa’nın bu samimiyet ve teslimiyetine karşılık
Allah da onlara büyük bir mucizeyle yardım etmiş, denizin yarılmasını ve
böylece onlar için bir yol açılmasını sağlamıştır:
İki topluluk birbirini gördükleri zaman Musa’nın
adamları: “Gerçekten yakalandık” dediler. (Musa:) “Hayır” dedi.
“Şüphesiz Rabbim, benimle beraberdir; bana yol gösterecektir”. Bunun
üzerine Musa’ya: “Asanla denize vur” diye vahyettik. (Vurdu ve) Deniz
hemencecik yarılıverdi de her parçası kocaman bir dağ gibi oldu. (Şuara
Suresi, 61-63)
Hz. Eyüp
Ağır bir hastalıkla mücadele eden Hz. Eyüp de durumundan
dolayı en ufak bir teessür veya ümitsizliğe kapılmamış, derin bir
bağlılıkla Allah’a yönelmiş, Allah’tan şifa dilemiştir. Hastalığında
hayır görmüş, sabretmiştir. Kuran’da anlatılan bu davranışıyla bütün
Müslümanlara güzel bir örnek teşkil eden Hz. Eyüp’ün ümit dolu sabrı ile
ilgili ayetler şu şekildedir:
Kulumuz Eyüp’ü de hatırla. Hani o: “Herhalde şeytan,
bana kahredici bir acı ve azab dokundurdu” diye Rabbine seslenmişti.
“Ayağını depret. İşte yıkanacak ve içecek soğuk (su” diye vahyettik).
Katımızdan ona bir rahmet ve temiz akıl sahiplerine bir öğüt olmak üzere
ailesini ve onlarla birlikte bir benzerini de bağışladık. “Ve eline bir
deste (sap) al, böylece onunla vur ve andını bozma. ” Gerçekten, Biz
onu sabredici bulduk. O, ne güzel kuldu. Çünkü o, (daima Allah’a)
yönelip-dönen biriydi. (Sad Suresi, 41-44)
Böylece onun duasına icabet ettik. Kendisinden o derdi
giderdik; ona Katımızdan bir rahmet ve ibadet edenler için bir zikir
olmak üzere ailesini ve onlarla birlikte bir katını daha verdik. (Enbiya
Suresi, 84)
Hz. Yusuf
Hz. Yusuf’un babası Hz. Yakup da Kuran’da güzel
ahlakıyla, Allah’a olan sadakatiyle övülen, örnek gösterilen bir
peygamberdir. Diğer oğullarının Hz. Yusuf üzerine kurdukları hileli plan
üzerine Allah’tan ümidini hiç kesmemiş ve bütün samimiyetiyle Allah’a
yönelmiş, onun geri gelmesini Allah’tan istemiştir:
Dedi ki: “Ben, dayanılmaz kahrımı ve üzüntümü yalnızca
Allah’a şikayet ediyorum. Ben Allah’tan (bir bilgi olarak) sizin
bilmediğinizi de biliyorum. Oğullarım, gidin de Yusuf ile kardeşinden
(duyarlı bir araştırmayla) bir haber getirin ve Allah’ın rahmetinden
umut kesmeyin. Çünkü kafirler topluluğundan başkası Allah’ın rahmetinden
umut kesmez”. (Yusuf Suresi, 86-87)
Hz. İbrahim
Tarih boyunca yaşamış olan bütün peygamberler, bütün
elçiler Allah’ın rahmetinden hiçbir zaman ümit kesmemeyi emretmişlerdir.
Hz. İbrahim’e bir çocuğu olacağının müjdesini vermeye gelen elçiler de
aynı davranışta bulunmaktadırlar:
Dediler ki: “Seni gerçekle müjdeledik; öyleyse umut kesenlerden olma”. (Hicr Suresi, 55)
Hz. İbrahim de Allah’ın Kuran’da övdüğü bir
peygamberdir. Ancak ihlasıyla, samimiyetiyle ve Allah’a bağlılığıyla her
zaman Müslümanlara önder olmuş bir peygamber olan Hz. İbrahim’i kavmi
gereği gibi takdir edememiş, onu yakarak öldürmeye kalkışmıştır. Bu
olayda da Hz. İbrahim Allah’a çok büyük bir sadakat göstermiş, ümidini
hiçbir şekilde yitirmeden Allah’ın rahmetine güvenmiş, güzel bir
teslimiyetle kaderine teslim olmuştur. Allah da kendisine hiçbir zarar
ve eziyet dokunmadan ateşi ona esenlik kılmış, onu kurtarmıştır.
Bunun üzerine kavminin (İbrahim’e) cevabı yalnızca: “Onu öldürün ya da yakın” demek oldu. Böylece Allah onu ateşten kurtardı. Şüphesiz bunda, iman eden bir kavim için ayetler vardır. (Ankebut Suresi, 24)
Biz de dedik ki: “Ey ateş, İbrahim’e karşı soğuk ve esenlik ol”. (Enbiya Suresi, 69)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder