Allah sabredenlere karşılığını en güzeliyle verecektir
Bunlar: Sana vahyettiğimiz gayb haberlerindendir.
Bunları sen ve kavmin bundan önce bilmiyordun. Şu halde sabret. Şüphesiz
(güzel olan) sonuç takva sahiplerinindir. (Hud Suresi, 49)
Ve sabret. Gerçekten Allah, iyilik yapanların ecrini kaybetmez. (Hud Suresi, 115)
Ve sabretmeleri dolayısıyla cennetle ve ipekle ödüllendirmiştir. (İnsan Suresi, 12)
“Sabrettiğinize karşılık selam size. (Dünya) Yurdun(un) sonu ne güzel.” (Ra’d Suresi, 24)
İşte onlar, sabretmelerine karşılık (cennetin en gözde
yerinde) odalarla ödüllendirilirler ve orda esenlik dileği ve selamla
karşılanırlar. Orda ebedi olarak kalıcıdırlar; o, ne güzel bir karargah
ve ne güzel bir konaklama yeridir. (Furkan Suresi, 75-76)
De ki: “Ey iman eden kullarım, Rabbiniz’den sakının. Bu
dünyada iyilik edenler için bir iyilik vardır. Allah’ın arz’ı geniştir.
Ancak sabredenlere ecirleri hesapsızca ödenir.” (Zümer Suresi, 10)
Allah salih amellerde bulunanlara Adn cennetlerinde güzel meskenler vaat etmiştir
Allah, mü’min erkeklere ve mü’min kadınlara içinde ebedi
kalmak üzere, altından ırmaklar akan cennetler ve Adn cennetlerinde
güzel meskenler vaat etmiştir. Allah’tan olan hoşnutluk ise en büyüktür.
İşte büyük kurtuluş ve mutluluk budur. (Tevbe Suresi, 72)
Adn cennetleri; kapılar onlara açılmıştır. İçinde
yaslanıp-dayanmışlardır; orda birçok meyve ve şarap istemektedirler. Ve
yanlarında bakışlarını yalnızca eşlerine çevirmiş yaşıt kadınlar vardır.
İşte hesap günü size vaat edilen budur. Şüphesiz bu, Bizim rızkımızdır, bitip tükenmesi de yok. (Sad Suresi, 50-54)
“İçlerinde ebedi kalacakları altından ırmaklar akan Adn
cennetleri de (onlarındır). Ve işte bu, arınmış olanın karşılığıdır.”
(Taha Suresi, 76)
Adn cennetleri (onlarındır); oraya girerler, orada
altından bileziklerle ve incilerle süslenirler. Ve orada onların
elbiseleri ipek(ten)dir. (Fatır Suresi, 33)
Ancak Rablerinden korkup-sakınanlar ise; onlara yüksek
köşkler vardır, onların üstünde de yüksek köşkler bina edilmiştir.
Onların altında ırmaklar akmaktadır. (Bu,) Allah’ın va’didir. Allah,
va’dinden dönmez. (Zümer Suresi, 20)
Allah müminlere sonsuz nimetlerle dolu cennet hayatı vaat etmiştir
Adn cennetleri (onlarındır) ki, Rahman (olan Allah, onu)
Kendi kullarına gaybtan vadetmiştir. Şüphesiz O’nun va’di yerine
gelecektir. Onda ‘boş bir söz’ işitmezler; sadece selam (ı işitirler).
Sabah akşam, onların rızıkları orda (bulunmakta)dır. O cennet; Biz,
kullarımızdan takva sahibi olanları (ona) varisçi kılacağız. (Meryem
Suresi, 61-63)
De ki: “Bu mu daha hayırlı, yoksa takva sahiplerine
va’dedilen ebedi cennet mi? Ki onlar için bir mükafat ve son duraktır.”
“İçinde ebedi kalıcılar olarak, orada her istedikleri onlarındır; bu,
Rabbinin üzerine aldığı, istenen bir vaaddir.” (Furkan Suresi, 15-16)
(Ancak) Gerçekten iman edip salih amellerde bulunanlar
ise; onlar için nimetlerle-donatılmış cennetler vardır. Orada ebedi
olarak kalıcıdırlar. Allah’ın va’di haktır. O, üstün ve güçlü olandır,
hüküm ve hikmet sahibidir. (Lokman Suresi, 8-9)
Takva sahiplerine va’dedilen cennetin misali (şudur):
İçinde bozulmayan sudan ırmaklar, tadı değişmeyen sütten ırmaklar,
içenler için lezzet veren şaraptan ırmaklar ve süzme baldan ırmaklar
vardır ve orda onlar için meyvelerin her türlüsünden ve Rablerinden bir
mağfiret vardır. Hiç (böyle mükafaatlanan bir kişi), ateşin içinde ebedi
olarak kalan ve bağırsaklarını ‘parça parça koparan’ kaynar sudan
içirilen kimseler gibi olur mu? (Muhammed Suresi, 15)
Ama Rablerinden korkup-sakınanlar; onlar için Allah
Katında -bir şölen olarak- altlarından ırmaklar akan -içinde ebedi
kalacakları- cennetler vardır. İyilik yapanlar için, Allah’ın Katında
olanlar daha hayırlıdır. (Al-i İmran Suresi, 198)
Orada tahtlar üzerinde yaslanıp-dayanmışlardır. Orada ne
(yakıcı) bir güneş ve ne de dondurucu bir soğuk görürler. (Meyvelerin)
Gölgeleri onlara pek yakın ve devşirilmeleri kolaylaştırıldıkça
kolaylaştırılmış. Çevrelerinde gümüşten billur kablar, kupalar
dolaştırılır. Gümüşten billur kaplar ki, onları belli bir ölçüyle tesbit
etmişlerdir. Orada onlara bir kadeh içirilir ki, karışımı zencefildir.
Bir pınar ki orada “selsebil” olarak adlandırılır. Çevrelerinde
(gençlikleri ve dinçlikleri) ebedi kılınmış civanlar dolaşır-durur; sen
onları gördüğün zaman saçılmış birer inci sanırsın. Her nereye baksan,
bir nimet ve büyük bir mülk görürsün. Onların üzerinde hafif ipek ve
ağır işlenmiş atlastan yeşil elbiseler vardır. Gümüşten bileziklerle
bezenmişlerdir. Rableri onlara tertemiz bir şarab içirmiştir. Şüphesiz,
bu, sizin için bir mükafaattır. Sizin çaba-harcamanız şükre değer
(meşkur:makbul) görülmüştür. (İnsan Suresi, 13-22)
İman edip salih amellerde bulunanlar, Biz onları
altından ırmaklar akan, içinde ebedi kalacakları cennetlere sokacağız.
Bu, Allah’ın gerçek olan va’didir. Allah’tan daha doğru sözlü kim
vardır? (Nisa Suresi, 122)
Mülk, o gün yalnızca Allah’ındır. O, aralarında
hükmedecektir. Artık iman edip salih amellerde bulunanlar; nimetlerle
donatılmış cennetler içindedirler. (Hac Suresi, 56)
Şüphesiz iman edip salih amellerde bulunanlara gelince;
onlar için altından ırmaklar akan cennetler vardır. İşte büyük ‘kurtuluş
ve mutluluk’ budur. (Büruc Suresi, 11)
O gün, öyle yüzler de vardır ki, nimette (engin bir
mutluluk içinde)dirler. Harcadığı-çabadan dolayı hoşnuttur. (Gaşiye
Suresi, 8-9)
Ancak tevbe eden, iman eden ve salih amellerde
bulunanlar (onların dışındadır); işte bunlar, cennete girecekler ve
hiçbir şeyle zulme uğratılmayacaklar. (Meryem Suresi, 60)
Takva sahiplerine vadedilen cennet; onun altından
ırmaklar akar, yemişleri ve gölgelikleri süreklidir. Bu
korkup-sakınanların (mutlu) sonudur, inkar edenlerin sonu ise ateştir.
(Rad Suresi, 35)
Bizim Katımızda sizi (Bize) yaklaştıracak olan ne
mallarınız, ne de evlatlarınızdır; ancak iman edip salih amellerde
bulunanlar başka. İşte onlar; onlar için yaptıklarına karşılık olmak
üzere kat kat mükafaat vardır ve onlar yüksek köşklerinde güven
içindedirler. (Sebe Suresi, 37)
Ancak tevbe edenler, ıslah edenler, Allah’a sımsıkı
sarılanlar ve dinlerini katıksız olarak Allah için (halis) kılanlar
başka; işte onlar mü’minlerle beraberdirler. Allah mü’minlere büyük bir
ecir verecektir. (Nisa Suresi, 146)
Allah salih amellerin karşılığını eksiksizce verecektir
Erkek olsun, kadın olsun, bir mü’min olarak kim salih
bir amelde bulunursa, hiç şüphesiz Biz onu güzel bir hayatla yaşatırız
ve onların karşılığını, yaptıklarının en güzeliyle muhakkak veririz.
(Nahl Suresi, 97)
Buna göre, iman edip salih amellerde bulunanlar, onlar
için bir bağışlanma (mağfiret) ve üstün bir rızık vardır. (Hac Suresi,
50)
Her insan-grubunu imamlarıyla çağıracağımız gün, artık
kimin kitabı sağ eline verilirse, onlar kitaplarını okuyacaklar ve
onlar, bir ‘hurma çekirdeğindeki iplikçik kadar’ bile haksızlığa
uğratılmazlar. (İsra Suresi, 71)
Şüphesiz iman edip salih amellerde bulunanlar ise; Biz
gerçekten en güzel davranışta bulunanın ecrini kayba uğratmayız. (Kehf
Suresi, 30)
Gerçek şu ki, Allah zerre ağırlığı kadar haksızlık
yapmaz. (Bu ağırlıkta) Bir iyilik olursa, onu kat kat kılar ve Kendi
yanından pek büyük bir ecir verir. (Nisa Suresi, 40)
Artık iman edip salih amellerde bulunanlara gelince;
Rableri onları Kendi rahmetine sokar. İşte apaçık olan ‘büyük mutluluk
ve kurtuluş’ budur. (Casiye Suresi, 30)
Artık kim, bir mü’min olarak salih amellerde bulunursa,
onun çabası için (karşılık olarak) küfran (nankörlük) yoktur. Şüphesiz
Biz, onun yazıcılarıyız. (Enbiya Suresi, 94)
Şüphesiz, Müslüman erkekler ve Müslüman kadınlar, mü’min
erkekler ve mü’min kadınlar, gönülden (Allah’a) itaat eden erkekler ve
gönülden (Allah’a) itaat eden kadınlar, sadık olan erkekler ve sadık
olan kadınlar, sabreden erkekler ve sabreden kadınlar, saygıyla
(Allah’tan) korkan erkekler ve saygıyla (Allah’tan) korkan kadınlar,
sadaka veren erkekler ve sadaka veren kadınlar, oruç tutan erkekler ve
oruç tutan kadınlar, ırzlarını koruyan erkekler ve (ırzlarını) koruyan
kadınlar, Allah’ı çokça zikreden erkekler ve (Allah’ı çokça) zikreden
kadınlar; (işte) bunlar için Allah bir bağışlanma ve büyük bir ecir
hazırlamıştır. (Ahzab Suresi, 35)
Mallarını infak edenlerin karşılığını Allah artırarak verecektir
De ki: “Şüphesiz benim Rabbim, kullarından rızkı
dilediğine genişletip-yayar ve ona kısar da. Her neyi infak ederseniz, O
(Allah), yerine bir başkasını verir; O, rızık verenlerin en
hayırlısıdır.” (Sebe Suresi, 39)
Gerçekten Allah’ın Kitabını okuyanlar, namazı dosdoğru
kılanlar ve kendilerine rızık olarak verdiklerimizden gizli ve açık
infak edenler; kesin olarak zarara uğramayacak bir ticareti umabilirler.
(Fatır Suresi, 29)
Onlara karşı gücünüzün yettiği kadar kuvvet ve besili
atlar hazırlayın. Bununla, Allah’ın düşmanı ve sizin düşmanınızı ve
bunların dışında sizin bilmeyip Allah’ın bildiği diğer (düşmanları)
korkutup-caydırasınız. Allah yolunda her ne infak ederseniz, size
‘eksiksiz olarak ödenir’ ve siz haksızlığa uğratılmazsınız. (Enfal
Suresi, 60)
Küçük, büyük infak ettileri her nafaka ve (Allah
yolunda) aştıkları her vadi, mutlaka Allah’ın yaptıklarının daha
güzeliyle onlara karşılığını vermesi için, (bunlar) onlar adına
yazılmıştır. (Tevbe Suresi, 121)
Mallarını Allah yolunda infak edenler, sonra infak
ettikleri şeyin peşinden başa kakmayan ve eziyet vermeyenlerin ecirleri
Rableri Katındadır, onlara korku yoktur ve onlar mahzun olmayacaklardır.
(Bakara Suresi, 262)
Onlar ki, mallarını gece, gündüz; gizli ve açık infak
ederler. Artık bunların ecirleri Rableri Katındadır, onlara korku yoktur
ve onlar mahzun olmayacaklardır. (Bakara Suresi, 274)
Allah yolunda çabalayanlar kurtuluşa erenlerden olacaktır
Ama Resul ve onunla birlikte olan mü’minler, mallarıyla ve canlarıyla
cehd ettiler (çaba harcadılar); işte bütün hayırlar onlarındır ve
kurtuluşa erenler onlardır. Allah onlar için, süresiz kalacakları,
altından ırmaklar akan cennetler hazırladı. İşte büyük ‘kurtuluş ve
mutluluk’ budur. (Tevbe Suresi, 88-89)
Hiç şüphesiz Allah, mü’minlerden -karşılığında onlara
mutlaka cenneti vermek üzere- canlarını ve mallarını satın almıştır.
Onlar Allah yolunda savaşırlar, öldürürler ve öldürülürler; (bu,)
Tevrat’ta, İncil’de ve Kur’an’da O’nun üzerine gerçek olan bir vaaddir.
Allah’tan daha çok ahdine vefa gösterecek olan kimdir? Şu halde
yaptığınız bu alışverişten dolayı sevinip-müjdeleşiniz. İşte ‘büyük
kurtuluş ve mutluluk’ budur. (Tevbe Suresi, 111)
Allah şükredenleri ödüllendirecektir
Allah’ın izni olmaksızın hiçbir nefis için ölmek yoktur.
O, süresi belirtilmiş bir yazıdır. Kim dünyanın yararını (sevabını)
isterse ona ondan veririz, kim ahiret sevabını isterse ona da ondan
veririz. Biz şükredenleri pek yakında ödüllendireceğiz. (Al-i İmran
Suresi, 145)
Şüphesiz, ‘Safa’ ile ‘Merve’ Allah’ın işaretlerindendir. Böylece kim Evi (Ka’be’yi) hacceder veya umre yaparsa, artık bu ikisini tavaf etmesinde kendisi için bir sakınca yoktur. Kim de gönülden bir hayır yaparsa (karşılığını alır). Şüphesiz Allah, şükrün karşılığını verendir, bilendir. (Bakara Suresi, 158)
Şüphesiz, ‘Safa’ ile ‘Merve’ Allah’ın işaretlerindendir. Böylece kim Evi (Ka’be’yi) hacceder veya umre yaparsa, artık bu ikisini tavaf etmesinde kendisi için bir sakınca yoktur. Kim de gönülden bir hayır yaparsa (karşılığını alır). Şüphesiz Allah, şükrün karşılığını verendir, bilendir. (Bakara Suresi, 158)
Allah yolunda ölenlere büyük bir ecir vardır
Öyleyse, dünya hayatına karşılık ahireti satın alanlar,
Allah yolunda savaşsınlar; kim Allah yolunda savaşırken, öldürülür ya da
galip gelirse ona büyük bir ecir vereceğiz. (Nisa Suresi, 74)
Andolsun, eğer Allah yolunda öldürülür ya da ölürseniz,
Allah’tan olan bir bağışlanma ve rahmet, onların bütün toplamakta
olduklarından daha hayırlıdır. (Al-i İmran Suresi, 157)
Allah yolunda öldürülenleri sakın ‘ölüler’ saymayın. Hayır, onlar, Rableri Katında diridirler, rızıklanmaktadırlar. (Al-i İmran Suresi, 169)
Allah yolunda öldürülenleri sakın ‘ölüler’ saymayın. Hayır, onlar, Rableri Katında diridirler, rızıklanmaktadırlar. (Al-i İmran Suresi, 169)
Allah yolunda hicret edip öldürülen veya ölenlere
gelince muhakkak Allah, onları güzel bir rızıkla rızıklandıracaktır.
Şüphesiz Allah, rızık verenlerin en hayırlısıdır. Onları, Kendisi’nden
gerçekten hoşnut kalacakları bir yere sokacaktır. Şüphesiz Allah,
bilendir, halimdir. (Hac Suresi, 58-59)
Müminler kıyamet günü ve ahirette hiçbir zorlukla karşılaşmayacaklardır
Artık kimin kitabı sağ yanından verilirse, O, kolay bir
hesap (sorgu) ile sorguya çekilecek, Ve kendi yakınlarına sevinç içinde
dönmüş olacaktır. (İnşikak Suresi, 7-9)
Artık bugün, iman edenler, kafir olanlara gülmektedirler. Tahtlar üzerinde bakıp-seyretmek suretiyle. (Mutaffifin Suresi, 34-35)
Artık bugün, iman edenler, kafir olanlara gülmektedirler. Tahtlar üzerinde bakıp-seyretmek suretiyle. (Mutaffifin Suresi, 34-35)
Ancak iman edip salih amellerde bulunanlar başka; onlar için kesintisi olmayan bir ecir (mükafaat) vardır. (İnşikak Suresi, 25)
Ey iman edenler, Allah’a kesin (nasuh) bir tevbe ile
tevbe edin. Olabilir ki, Allah sizin kötülüklerinizi örter ve altından
ırmaklar akan cennetlere sokar. O gün Allah, peygamberi ve onunla
birlikte iman edenleri küçük düşürmeyecektir. Nurları, önlerinde ve sağ
yanlarında koşar-parıldar. Derler ki: “Rabbimiz nurumuzu tamamla, bizi
bağışla. Şüphesiz Sen, herşeye güç yetirensin.” (Tahrim Suresi, 8)
Kıyamet-saatinin kopacağı gün, (mü’minlerle kafirler
birbirlerinden) ayrılırlar. Böylece iman edip salih amellerde
bulunanlar; artık onlar ‘bir cennet bahçesinde’ ‘sevinç içinde
ağırlanırlar’. (Rum Suresi, 14-15)
Ama Bizden kendilerine güzellik geçmiş bulunanlar; işte,
onlar, ondan uzaklaştırılmışlardır. Onun uğultusunu bile duymazlar.
Onlar nefislerinin arzuladığı (sayısız nimet) içinde ebedi kalıcıdırlar.
Onları, o en büyük korku hüzne kaptırmaz ve: “İşte bu sizin gününüzdür,
size va’dedilmişti” diye melekler onları karşılayacaklardır. (Enbiya
Suresi, 101-103)
Allah, Kendisi’ne ve elçisine itaat edenlere cenneti vaat etmiştir
Bunlar, Allah’ın sınırlarıdır. Kim Allah’a ve elçisine
itaat ederse, onu altından ırmaklar akan, içinde ebedi kalacakları
cennetlere sokar. İşte büyük kurtuluş ve mutluluk budur. (Nisa Suresi,
13)
Kim Allah’a ve Resul’e itaat ederse, işte onlar Allah’ın
kendilerine nimet verdiği peygamberler, doğrular (ve doğrulayanlar),
şehidler ve salihlerle beraberdir. Ne iyi arkadaştır onlar? (Nisa Suresi
69)
Ama sizden kim Allah’a ve Resûlü’ne gönülden -itaat eder
ve salih bir amelde bulunursa, ona ecrini iki kat veririz. Ve Biz ona
üstün bir rızık da hazırlamışızdır. (Ahzab Suresi, 31)
Ki O (Allah), amellerinizi ıslah etsin ve günahlarınızı
bağışlasın. Kim Allah’a ve elçisine itaat ederse, artık o en büyük
kurtuluşla kurtulmuştur. (Ahzab Suresi, 71)
Kendilerine yara isabet ettikten sonra, Allah ve
elçisinin çağrısına icabet edenler, içlerinden iyilik yapanlar ve
sakınanlar için büyük bir ecir vardır. (Al-i İmran Suresi, 172)
Roxy Slots - Casino D&D
YanıtlaSilExperience the best authentic casino slots 대구광역 출장샵 at Roxy Slots. Experience Vegas-style 양산 출장마사지 gambling 세종특별자치 출장샵 with a real 속초 출장안마 Vegas 경기도 출장안마 style and excitement! · Enjoy our great